17 Temmuz 2020 Cuma

“Liberal şiddet”in gölgesinde, kapitalizm, ırk, sınıf - I, 16 Temmuz 2020, siyasihaber


Irk ya da ırkçılık, liberal kimlik kuramcılarının, kendiliğinden, doğal, içkin olarak varolduğunu iddia ettikleri “ırksal kimlik” farklılıklarından kaynaklı bir olgu değil; tersine kapitalist üretim ilişkilerinin kuruluşunun önemli öğelerinden birisi.

Tolga Tören 

25 Mayıs 2020de ABDnin Minnesota kentinde işlenen bir cinayet, yani Derek Chauvin isimli beyaz polis memurunun George Floydu gözlerimizin içine baka baka öldürmesi sonrasında başta ABD olmak üzere çeşitli ülkelerde gelişen tepkiler üzerine çok şey yazıldı, konuşuldu.

Gayet anlaşılır bir şekilde, yazılıp konuşulanlar daha çok ABDdeki ırkçılığın ya da Floydun öldürülmesi sonrasında açığa çıkan tepkinin boyutlarına; eylemlerin katılımcılarının sosyal /sınıfsal kompozisyonuna ve taleplerine ya da eylemlerin örgütlenmesinde ön planda olan Antifa hareketine odaklandı.

Kuşkusuz, son derece kıymetli analizler, tespitler yapıldı. Bu yazı ise, güncelin bir parça ötesinde geçerek, meseleyi, yani ırk ve ırkçılık olgusunu, kapitalist üretim ilişkilerinin gelişimi çerçevesinde nasıl ele alabiliriz sorusunu yanıtlamayı hedefliyor.

Liberal kimlik kuramcılarından farklı olarak, ırk ve ırkçılık meselesinin sınıfsal bir perspektifle ele alınmasına katkı sunma umudu ve bugüne geri dönme taahhüdüyle.