17 Ağustos 2023 Perşembe

Afrika'daki Rusya, afrikadefterleri.blogspot.com

 


Tolga Tören

Bir önceki yazıda, başta ABD olmak üzere batı bloğunun Afrika üzerindeki hegemonyasının çeşitli platformlarda sorgulandığı ifade edilmişti. 

Bu sorgulama kuşkusuz kimi nesnel temellere dayanıyor ve gene bir önceki yazıda ifade edildiği üzere, Çin kıtada egemenliğini arttırmaya çalışan aktörlerin başında geliyor, ki bu başka bir yazının konusu olmayı hak eder nitelikte. 


Öte yandan, Çin'in bu konuda yalnız olmadığını, Rusya'nın da bu yönde çeşitli girişimler içerisinde olduğunu belirtmek gerekiyor. 

Barış, Güvenlik ve Kalkınma için... !

Bu konudaki en önemli göstergelerden birisi 27 - 28 Temmuz 2023 tarihleri arasında Rusyanın St. Petersburg şehrinde gerçekleştirilen "Barış, Güvenlik ve Kalkınma için İkinci Rusya Afrika Ekonomik ve İnsani Forumu" başlığı altında gerçekleştirilen zirve

Çeşitli alanlardaki partnerleri arasında Gazprom, Rosatom, Lukoil olmak üzere çok sayıda Rus firmasının ve kurumunun yer aldığı etkinlik "ticari ('business programme') program", "inovasyon ve uzay programı", "sağlıklı yaşam projesi programı" gibi temel başlıklar altında hazırlanmış. 

Sadece "ticari ('business programme') program"ın alt başlıkları dahi jeopolitik manada çok şey söyler nitelikte: 

  • Afrika Bölgesinin Kalkınması için Nükleer Teknolojiler Devlet - Atom Enerjisi Şirketi Rosatom ile işbirliği içinde 
  • Rusya – Afrika: Kalkınmayı Hızlandırmak ve Nüfusun Yaşam Standardlarını Yükseltmek için Uzay Teknolojileri 
  • Yeni Rusya – Afrika Lojistik Rotaları
  • Rusya ve Afrika: Gıda Güvenliği İçin İşbirliği - Rusya Gübre Üreticileri (RAFP) ile işbirliği içinde 
  • Jeopolitik İstikrarsızlık Zamanlarında Uluslararası Güvenlik: Taraflar Arası İş Birliği
  • Rusya ve Afrika Kadınları: Sürdürülebilir Kalkınma ve Sosyal İlerleme için Uluslararası İşbirliği 
  • Afrikada İş Yapmak: Riskler, Piyasa Koşulları, Fırsatlar 
  • Modern Jeopolitik Koşullarında Yüksek Eğitimde İşbirliği 
  • Afrika Ülkelerinde Açlığı Yoketmek için Gübre Piyasasını İstikrara Kavuşturmak - Uralchem / Uralkali ile işbirliği halinde
  • Yapay Zeka: Afrika Bölgesinin Kalkınmasında Yeni İtici Güç - Sber ile işbirliği içinde.
africanews sitesinin aktardığına göre zirveye Afrika ülkelerinden 49 delegasyon ve 17 devlet başkanı katıldı. Aynı kaynağa göre, zirvede tartışılan en önemli konular gıda güvenliği ve Wagner gurubunun kıtadaki geleceği. Site zirveyi şu sözlerle yorumluyor: 

Ukrayna'daki savaş devam ederken Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, ülkesinin dünya sahnesinde giderek daha belirleyici hale gelen Afrika kıtasına olan desteğini göstermesi için basınç altında. Moskova ayrıca bölgede daha fazla müttefik arayışında. Zirve, Afrikalı liderlerin Ukrayna'da barışa aracılık etmek için yeni girişimlerine de sahne olabilir.

Batı ile paralel Afrika gündemi 

İki noktaya dikkat çekmek önemli. Birincisi, yukarıda işaret edilen başlıkların hemen hepsinin batılı kapitalist ülkelerin çeşitli Afrika ülkeleri ile çeşitli platformlarda ya da "işbirliği" süreçlerinde gündeme getirdiği konular olması. 

Örnek olsun: 2014 yılından bu yana Afrika kıtasına özel bir ilgi gösteren, 2017 yılının Avrupa Birliği tarafından Afrika yılı olarak ilan edilmesi için ve aynı yıl Hamburg'da gerçekleştirilen G20 toplantısının en önemli gündem maddesinin Afrika olması için özel çaba sarfeden Almanya'da, 2017 yılında 3 ayrı bakanlık tarafından Afrika program başlatıldı. 

Birincisi, Ekonomi ve Enerji Bakanlığı tarafından başlatılan ve en önemli hedefi Alman özel sektörünün kıtadaki varlığını güçlendirmek olan “Pro!Africa” programı. 

İkincisi, Finans Bakanlığı'nın IMF ve Dünya Bankası ile işbirliği içinde hazırladığı ve kıtadaki "partner ülkelerin" makro ekonomik istikrarına odaklanan “Compact with Africa (CwA)” programı. 

Üçüncüsü ise, Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Bakanlığı tarafından hazırlanan ve kıtadaki "partner ülkelerde" ekonomi, ticaret, istihdam, barış, güvenlik gibi konuları kapsayan "Marshall Plan with Africa" programı. 

Bu program içerisinde de Almanya'nın etki alanında olan ya da olması planlanan ülkeler açısından Alman özel sektörünün önemli bir rol oynadığını not etmek gerek. 

Başta dünyanın dışarıya en fazla kaynak aktaran akademik kurumu olan Alman Akademik Değişim Hizmetleri (DAAD) olmak üzere, Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Bakanlığı, Alman Eğitim ve Araştırma Bakanlığı gibi kurumların, çeşitli Afrika ülkelerindeki üniversitelere, değişim ve araştırma programlarına aktardığı kaynaklar da cabası. 

Almanya'da Sosyal Demokrat Parti (SPD) - Yeşiller Partisi - Hür Demokrat Parti (FDP) koalisyonu iktidara geldikten sonra bu programlarda önemli revizyonlar yapıldıysa, kimileri gündemden kalkıp yerlerine yenileri hazırlandıysa da, bu durum Alman dış siyasetinin (sermayesinin!), ama özellikle de "kalkınma politikalarının" jeopolitiğe daha fazla odaklandığı gerçeğini değiştirmiyor.  

Afrika'daki Rusya: Batılı kapitalist ülkeler küçümsüyor ama... 

Yukarıda iki noktaya dikkat çekmenin öneminden bahsedilmişti. İkincisi ise, CNNDeutsche Welle ve benzeri batılı haber kaynaklarının St. Petersburg zirvesine Afrika ülkeleri tarafından gösterilen ilgiyi, katılımın önceki yıllardan az olmasi gibi nedenlerlerle küçümseme çabaları.  

Kıtadaki sol örgütlerin ise Rusya'nın kıtadaki girişimlerini böylesine küçümseme eğiliminde olmadığını söylemek gerekiyor. 

Örnegin 8 Ağustos 2023 tarihinde (bir başka yazıda ele alınacak olan) Nijer'deki darbe üzerine bir açıklama yayımlayan Devrimci Komünist Enternasyonal Eğilim (RCIT) Nijer seksiyonu Devrimci Sosyalist Öncü, Afrika ülkelerinde "Rus emperyalizminin" olası rolüne dikkat çekiyor. 

Cuntanın Rusya'nın kontrolünde olmadığını not etmekle birlikte, örgüt, "Rus emperyalizmi" ya da Wagner gibi paramiliter gurupların müdahalesi durumunda sosyalistlerin batı emperyalizmi ile birlikte "Rus emperyalizmine" de karşı durması gerektiğini belirtiyor. 

Sosyalist İşçi Birliği, cunta sonrası sürecin Fransa ya da Rusya gibi yabancı güçler tarafından değil, Nijer halkı tarafından yönlendirilmesinin önemine dikkat çekiyor. 

Sosyalist Emek (Nijerya) bir çok kişinin batı yanlısı bir hükümete karşı yapılan darbeyi ve Fransız askerlerinin görevden alınarak yerlerinde Wagner gurubunun paralı askerlerinin konmasını kutlayacağını, ama ülkenin Batılı hükümetlerin desteğine de Wagner gurubunun müdahalesini de ihtiyacı olmadığını belirtiyor.  

Devrimci Komünist Enternasyonal Eğilim ise, Pan-Afrikanist çevrelerin Nijer'deki darbe sonrasında Wagner paralı askerlerinin Fransız birliklerinin yerini almasını "ilerici" bir durum olarak görmelerinin bir yanılgı olduğunu belirttikten sonra, Fransa (ve diğer Batılı güçler) yerine Rusya'yı önceleyen bir dış politikanın Nijerya halkı için ilerici bir seçenek olmadığının altını çiziyor. 

Marksizmin yaratıcı zenginliği!

Velhasıl, tam da Althusser'in formüle ettiği manada bir "ideolojik aygıt" olarak çalışan anaakım batı medyası Rusya'nın Afrika kıtasındaki faaliyetlerini küçümseme çabasında olsa da, David Harvey'in ifadesiyle "sermayenin coğrafyası ve jeopolitiği"nin giderek daha görünür olduğu bir zaman diliminde yaşadığımız kesin. 

Kolayına kaçıp eski ezberleri tekrarlamaktansa, Marksizmin entelektüel yaratıcılığına sığınmaya oldukça ihtiyaç duyulan bir zaman bu aynı zamanda. 

***

Not: Bu yazı ilk olarak afrikadefterleri.blogspot.com adresinde yayımlanmıştır.   

     


Hiç yorum yok: